Çok kötü bir futbolla kaybettik Avni Aker’de. Coşkulu ve arzulu oynayamadık…
Kabul kötü oynadık, bireysel hatalar yaptık, eksiklerimiz var ve daha bir sürü şey yazabiliriz buraya. Transfer, teknik kadro, yönetim, taraftar vs. vs.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen Trabzonspor hep imkansızların takımı oldu. Bu dün de böyleydi Liverpool destanı gibi, bugün de böyle İnter devrimi gibi… “Kötü bir kadro” veya “Geçen yıla göre eksik bir kadro” dediğimiz o kısa zamanda oluşturulan kadro Avrupa Şampiyonlar Ligin’de son maça kadar turu elinde tutuyordu ki çok da yaklaşmıştı geçmeye…
Bugün biz bu yıl iki üç maç dışında istediğimiz beklediğimiz futbolun oynanmadığı yönünde görüş bildiriyoruz. İlk PSV maçı da buna örnek ki çoğaltılmaya müsait örnekler var elimizde.
Geçen maça göre Zokora oynayacak. Bu takımın sigortası görevini yapan Zokora’nın ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu ilk maçta yaşadık gördük özellikle ilk iki golde. Avrupa’da gol atmaya hazır bir Burak, bitmek tükenmek bilmeyen pres delisi bir Serkan her ne kadar topu oynama özelliğini beğenmesek de… Kaptan Tolga’nın olağandışı kurtarışlarının olacağı gol makinesi Burak’ın gol atacağı bir maç görüyorum imkansızları başarmak adına.
Herşeye rağmen Trabzonspor’a inancımız tam. Kaybetse de değişen bir şey olmayacak. Biz yine Trabzonspor’a nasıl faydalı oluruz diye yazıp çiziyor olacağız formamızla. Biz yine inanalım Trabzonspor kaybetsin. Biz tarafar olarak her göreve hazırız.
Dün yaptık, bugünlerde de yaptık, yarın da yapabiliriz. Ernesto’nun dediğini biraz değiştirirsek;
Gerçekçiyiz ama imkansızı istiyoruz !
Loading ...
