Büyük kulüp olmanın şampiyon olmak dışında, başka, daha önemli kriterleri vardır. Örneğin, tarih boyunca futbola yön vermiş olmak, futbolla ilgili yenilikler konusunda öncü olabilmek, tüm ulusa mal olacak olaylara imza atabilmek önemli bir kriterdir.

İkincisi, futbolla ilgili zengin hikayelere ve bouncy castle with slide efsanelere sahip olmak gerekir. Üçüncüsü ise camianın futbola aşık olması, futbolu hayatının bir parçası yapması gerekir.

tekinn1 LOBİCİLİK VE TARİH BİLİNCİ

Gelin şu resme, şu gol anına bir bakın. Yıl 1933. Yer, bugünkü Avni Aker Stadyumu ve orman lojmanlarının bulunduğu bölge. Trabzonspor’un temellerini atan en köklü kulüplerden biri olan İdmanocağı’nın oynadığı bir maçta attığı tek gol anı resmedilmiş. Bu resim bir gazete küpüründen alınmış. Resmin altında şu not var: “İdman ocağının biricik kolu” (gol)

Genç nesil, Trabzonspor’un tarihini pek bilmiyor olabilir bu da doğaldır. Tabi ki istisnalar hariç. Trabzonspor 1967’de ortaya çıktı sananlar var. Bilmeliyiz ki Trabzon’da futbol hep vardı. Geçenlerde eski yazıyla futbol kurallarını anlatan bir kitap gördüm. O zamanın Trabzon medyası yayınlamış. İstanbul futbol medyası, yıllarca bu kitabı okuyarak pozisyonları yorumlamış. Trabzonspor’un futbol geçmişi İstanbul takımlarıyla yaşıt. Hatta onlara yol gösteren ufuk açan girişimler de Trabzon medyasına ait.

İnanamayacaksınız ama Türk futbolunda ilk fikstür fikrini ve uygulamasını icat eden Trabzon futbol basınıdır. O günlerde, Trabzon futbol medyasının bu buluşunu İstanbul basını şöyle değerlendiriyor: “Trabzon futbol camiasının bu uygulaması harika. Trabzon fikstür uygulamasıyla futbolu disipline etti” Demek ki Trabzon’da futbol tarihsel derinlikleri olan bir sevda. Bu şehirde futbol, oyuncusuyla, seyircisiyle ve medyasıyla bir bütün olarak var olmuş. Bu şehirde futbol maçlarına ait dilden dile dolaşan hikâyeler var.

Bir gün İdmanocağı Takımı İstanbulspor ile önemli bir maça çıkacakmış. Teknik direktör tüm futbolculara şöyle demiş: “Her biriniz yarın bu takıma kaç gol atacağımızı düşünüyorsa o kadar kilo fındığı alsın ve kendi sırt numarası ile aynı olan rakip takım oyuncusuna hediye getirsin. Yarın maç öncesi soyunma odasında buluştuklarında, istisnasız her futbolcunun tam üç kg fındıkla geldiği görülmüş. Anlaşılmış ki, her bir futbolcu İstanbulspor’a üç atmaya inanmış, odaklanmış.

Şu ortak inanç ve ortak ruha bakın. İşin bir başka boyutu daha var. Trabzon’a maç yapmak üzere gelen takımlara yöresel tatlarımızdan ikramlarda bulunuyormuşuz. Fair play tarihine girecek bir davranış biçimidir bu. Futbol tarihinde görülmüş davranış biçimi değildir.

Geçmişimizde spor yani Trabzonspor neden hep iddialıdır? Biz neden güçlü bir lobi sistemini kurmanın peşine düşüyoruz? Çünkü bu resimlere ve bu yaşanmış hikâyelere layık olmak zorundayız.

tekin21 LOBİCİLİK VE TARİH BİLİNCİ

Yine Avni Aker çayırındayız. Sahayı çevreleyen çizgilerin dışında kalan tüm alan seyirciyle kaplı. Ortalık bayram yeri gibi. Tüm seyirciler en güzel elbiselerini giymerek birbiri ile yarışırcasına sanki düğüne gider gibiler O tarihte seyircilerin içinde bayan seyirci de var. Allah razı olsun birilerinin aklına geldi de yeni yeni hanımlara yer vermeye başladılar. Fotoğrafın arka planına baktığımızda, sahaya duvardan atlayıp beleş girmeye çalışanlar bile görülüyor. Şu keyfe bakın. Seyircilerden biri bir taraftan maç seyrediyor, bir taraftan ayakkabılarını boyatıyor. Dünyada örneğini gösterebileceğimiz bir başka ülke var mı çok net ve de iddialı söylüyorum YOK. Bugün Trabzonspor tribünlerinde yaşanan tüm keyif ve heyecan o zamanlarda da eksiksiz yaşanıyormuş. Düşünsenize, Trabzon’un o günkü nüfusu 22.000 kişi, seyirci sayısı 7.500 kişi. Demek ki çevre illerden bile maç için şehre gelenlerin olduğu kuvvetle muhtemel. Trabzon o dönemde de futbolun “bölgesel gücü” konumunda. İşte Trabzonspor camiasının futbol aşkının temelleri ta o günlerden geliyor.

Bu fotoğraflardan anlıyoruz ki, Trabzon’da futbolun tarihi çok eski ve spor medyası o günlerden bu yana hep iş başında. İşte bu futbol geçmişimiz ve sevdamız lobicilik inancımızın temelini oluşturuyor.

Bu vesileyle, o günlerde Avni Aker çayırını hınca hıç dolduran futbolseverleri ve bu eşsiz hatıraları bize ulaştıran kadim Trabzon basısını minnetle ve saygıyla yad ediyorum.

Bir sonraki yazımda, sizinle Trabzon’daki spor sevgisini yine resimler eşliğinde paylaşacağım.

Tekin Küçükali : Taka Gazetesi

YAZIYI PAYLAŞ

Leave a Reply

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>